CHP'nin Referandum sürecindeki yaklaşımını değerlendiren Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Anayasa değişikliği için %50+1'in üstünde bir toplum uzlaşması gereğine işaret ederken, bundan sonraki süreçte %51,4 Evet alan kesimin çok sorumlu davranmak zorunda olduğunu söyledi.
Ülke yönetim şeklimizi Parlamenter Sistem'den Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçirecek olan Referandum oylamasında Cumhuriyet Halk Partinin duruş ve çalışmalarını Hürhaber okuyucuları için değerlendirdi.
“ÇOK DOĞRU BİR KAMPANYA YÜRÜTTÜK”
Sevginar SALİ: CHP'nin Referandumdaki çalışma ve stratejisini nasıl yorumluyorsunuz?
Özcan IŞIKLAR: CHP olarak aklıselim bir ruh haliyle anlayış birliği oluşturduk. Milletvekillerimiz, İl ve İlçe Başkanları, Belediye Başkanlarının katılımıyla birçok toplantı gerçekleştirildi. Partimizin aldığı bir karar vardı ve bize tebliğ edildi. Gündemi bir genel seçim havasından çıkarıp anayasa maddelerinin çok iyi tartışıldığı bir zemin olarak kullanmak istedik. Genel Başkanımız dahil parti olarak kısır çekişmelere girmemeye gayret ettik. Bir iki istisna haricinde de girilmedi. Bunun sebebi herhangi bir çekinceden değil, Anayasa maddelerinin tartışmasını gözden kaçırmayalım diye. Açık bir tartışmaya zemin hazırladık. Çok doğru bir kampanya yürüttük.
“ “SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR” % 48.6'LIK KESİMDE TECELLİ ETTİ”
Sevginar SALİ: CHP açısından oy sonucunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özcan IŞIKLAR: %48.6 sadece CHP'nin oyu değil. Zaten olması gereken de, partimizin bakışı da buydu. Bunu sadece bir siyasi anlayışa çekersek doğru olmaz. Anayasalar sadece partilerin değil bütün toplumun mutabakatıdır. Toplum örgütleri, halkın katılım gösterebileceği bütün platformlarıyla beraber onlara öncülük eden, yol gösteren bir şemsiye gibi onları da kucaklayan bir anlayış olmalıydı. Geldiğimiz noktada sandıktan çıkan bu rakam ortak bir noktada birleşen milli görüşçü, mütedeyyin kesim, demokrat, muhafazakâr, sosyalistler var. Bu %48.6 aslında Türkiye'nin tamamı. Öbür tarafta daha rafine ve siyasileştirilmiş bir durum var. Adalet ve Kalkınma Partisi Evet'e parti olarak girdi. Milliyetçi Hareket Partisi de parti olarak girdi. CHP parti olarak girmedi. Bir tarafı siyasi daha partizan bir tutumda ve sağlıklı değil, ama öbür taraf sağlıklı çünkü onlar ülkenin menfaatleri için bir araya geldi. “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözü % 48.6'lık kesimde tecelli etti.
“%50+1 SAĞLIKLI BİR İŞARET DEĞİL”
Sevginar SALİ: %50+1 yönetim sistemi değişikliği için yeterli bir oy oranı mı?
Özcan IŞIKLAR: Anayasa değişikliklerinde dünyada zorunlu %70'le geçen metinler var. Bir kere %50+1 sağlıklı bir işaret değil. En azından %65 gibi bir oy oranının altında olursa kabul edilmemeli. %65'i alabilmek için toplumun büyük bir mutabakatı gerekecek. Böyle bir şart getirilmiş olsaydı Türkiye farklı bir noktada olacaktı. Belki Kürt sorununu da çözmüş olacaktık. Uzlaşacaktık. Ayrışmış, 2-3 Türkiye resmi veren bu tehlikeli durumdan kurtulmuş olacaktık. Hepsi belki ileriye doğru bir fırsat haline gelebilir. Tabi ki toplumlar hiçbir zaman kusursuz ve mükemmeliyetçi olanı bulamamışlardır. İnsanlık tarihi belki milyonlarca yıl bunu arıyor. En önemlisi aradığı tek şey var; insanın doğarken getirdiği hak ve hukuku evrensel insani değerlerin özgürce yaşamasının mücadelesinden başka bir şey değil. Üretirseniz özgürsünüz. Zenginlik ve değer yaratırsanız özgürsünüz. I. , II. Dünya Savaşları niye çıktı? Bunların temelinde insanların özgürlük mücadelesi yatar. Bizim bunların dışında kalmamız lazım. Ayrışarak, ötekileştirerek, birbirini yok etmek gibi bir görevinin olduğunu düşünülerek yapılan hiçbir yanlış geçerli değil. Türkiye bu gergin ortamdan uzaklaşmalı.
“TÜRKİYE BÜYÜK BİR YOL AYRIMINDA”
Bu süreçten sonra CHP, MHP, meclisin dışında olan partiler, bana göre çok daha uzlaşmacı, el uzatan, geçinmeye niyeti olan bir görüntü verdiler. %48.6'yı böyle okuyorum. %51.4 da çok sorumlu davranmak zorunda. Bir karpuz gibi ikiye bölünmüş bir toplum da yaratabilirsiniz bu sonuçtan, birbirine sıkı sıkı sarılmış, bölgedeki kendi konumumuzu iyi okuyan bir resim de çıkarabilirsiniz. Nasıl bakacağınıza bağlı. Ben Türkiye'yi büyük bir yol ayrımında görüyorum. Ya çağdaş, hukuk içinde, özgür, üreten, zengin, ekonomisi ilk 5'te olan bir ülke olacağız, ya kısır çekişmelerin içinde kaybolup güç kaybedeceğiz. Bu resim kötüye giden işaretin de, iyiye gitmenin bir mesajı da olabilir. Bundan sonrası bize bağlı.